Yönetmeliğin binalarda yapı elemanlarının suya veya neme maruz kalması sonucu oluşan aşınma, dayanıklılık ve dayanım kayıpları, sürdürülebilirlik, sağlık ve kullanım yönünden risk oluşturan durumlar, tasarım ile yapım bakımından alınacak önlemler ve uyulacak kurallara ilişkin usul ve esaslar : “Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği” ile tanımlanmıştır.
“Ülkemizde yürütülen bir kentsel dönüşüm projesinin olması bu yönetmeliğin uygulanabilirliği açısından bir fırsat. Çünkü su yalıtımı uygulamaları yeni binalarda, yani bina sıfırdan inşa edilirken daha kolay bir şekilde çözümlenebilirken, bitmiş içinde yaşanan ve su yalıtımı konusunda sorunlu binalarda çok daha zor ve kısıtlı yapılabiliyor. Su yalıtımı yönetmeliği hayatımıza çok çarpıcı bir değişiklik getirecek. Yürürlüğe girdiği tarihten sonraki yeni inşaatlarda su yalıtımı yaptırmazsanız, yapı kullanım izin belgesi, yani oturma izni verilmeyecek. Bu çok çarpıcı bir yaptırım.”
“Bina ömrü 3 kat artacak”
Türkiye’de binalar, genelde betonarme yapılardır. “Bu yönetmelik öncelikle içinde yaşadığımız binaların kaderini değiştirecek. Betonarme yapıların içindeki donatı demirleri, korozyona uğrar, görevini öncelikle azaltır sonrasında tamamen kaybeder. Bina zamanla belki kendiliğinden belki de ilk depremde yıkılır. Dolayısıla binalarımızın su yalıtımıyla birlikte ömürleri uzayacak. Bugünkü topladığımız verilere göre binalarımızın ortalama ömrü 30 yıl. Bu binaları su yalıtımıyla yaparsanız bina ömürlerini 80-100 yıla taşımak mümkün olacak. Yönetmeliğin asıl katkısı bu olacaktır.”
Etkin bir su yalıtımı için, yalıtım uygulamasının, binanın temelinden çatısına kadar tüm yapı elemanlarını kapsaması gerekir. Zemine oturan döşemeler, balkonlar, dış duvarlar, çatılar ve temel duvarları yalıtıma konu olur.
“Su yalıtımı yaptırıldığında bu maliyet yüzde 3 artıyor. Buralardaki su yalıtımı ele alındığında bina ortalama maliyetinin yüzde 3’ü kadar ilave para harcandığında su yalıtım ihtiyacını giderebiliriz. Yani ilave yüzde 3’lük bir maliyet artışı ile bina ömrü 3 kat artacaktır.”